SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1764 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ وَيَعْلَى ابْنَا عُبَيْدٍ قَالَا حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَقَ عَنْ ابْنِ أَبِي نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ لَمَّا نَحَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بُدْنَهُ فَنَحَرَ ثَلَاثِينَ بِيَدِهِ وَأَمَرَنِي فَنَحَرْتُ سَائِرَهَا

 

Ali (r.a.)'den; demiştir ki:

 

Resûlullah (s.a.v.) kurbanlık develerini kestiği zaman otuz tanesini kendi eliyle kesti, geriye kalanlarını da bana emretti, ben kestim."

 

 

İzah:

Beyhâki, es-Sünenü'l-Kübrâ, V, 238.

 

1905 nolu hadis-i şerifte Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in kendi eliyle kestiği deve sayısının altmış-üç olduğu ifade ediliyor. Beyhaki'nin rivayetinde de, aynı şekilde Rasûl-i Ekrem s.a.v.'in kendi elleriyle kestiği develerin altmış üç olduğu, geriye kalan develerin Hz.Ali'nin kestiği ve toplam deve sayısının yüz aded olduğu ifâ­de edilirken konumuzu teşkil eden Ebû Dâvud hadisinde Resul-i Ekremin kendi eliyle kestiği develerin otuz adet olduğu ifade ediliyor.

 

Bu duruma bakarak konumuzu teşkil eden hadisin diğer iki hadisle çeliştiğini söylemek doğru değildir. Çünkü Hz. Nebiin otuz deveyi tek başına kestikten sonra otuz üç tanesini de Hz.Ali'nin yardımıyla kes­miş olması mümkündür. Böyle bir durumda tek başına kestiği kurban sa­yısı otuz, Hz.Ali'nin yardımıyla kesmiş olduğu kurban sayısı da, altmış üç eder. İşte konumuzu teşkil eden Ebû Dâvûd hadisi Resûl-i Ekrem'in, kimsenin yardımı olmadan tek başına kestiği kurban sayısını söz konusu etmişken, ileride gelecek olan 1905 numaralı hadisle, Beyhâkî'nin rivayet ettiği hadis, Hz.Nebi'in kesmiş olduğu kurbanların tümünü söz ko­nusu etmiş ve görünüşte ortaya iki farklı adet çıkmıştır. Gerçekte ise, bu iki aded arasında herhangi bir çelişki yoktur. Hz. Nebi'in, develerin geri kalan kısmının kesimini de Hz. Ali'ye bıraktığında üç hadis de bir­leşiyor.

 

Konumuzu teşkil eden hadisin 1905 numaralı hadisle çeliştiği kabul edilse bile, yine de, böyle bir çelişkiyi sözkonusu etmeye lüzum yoktur. Çünkü senedinde, tedlis yapmakla suçlanan Muhammed b. İshak bulun­duğu için konumuzu teşkil eden hadis zayıftır. Fakat 1905 numaralı Câbir hadisi ise, sağlamdır. Çünkü onun senedinde ve metninde bir kusur olma­dığı gibi aynı zamanda Müslim ve İbn Mâce tarafından da rivayet edilmiştir.